ZENCEFİLİN FAYDALARI
Zencefil;Ayurveda ve Çin Tıbbında 5 bin yıldır kullanılan zencefil, ısıtıcı bir ottur. ve çok faydalıdır.kesinlikle her evde olması gerekir.
-Özellikle metabolizma rahatsızlıklarında temizleyici, düzenleyici ve canlandırıcı bir etkiye sahip.
-Ayrıca faranjitte İyi gelir,
-İshale iyi gelir.
-Kan dolaşımını artırır
-Kas hastalıklarında ve romatizmal ağrılarda kullanılıyor.
-Zencefil canlandırıcı olduğu için akciğerleri temizler,
-Gazı önler
-Terlemeyi artırarak cildin de temizlenmesini sağlar.
-Soğuk algınlıklarında çayını içebilir, öksürük için zencefil-zerdeçal-bal karışımını sabah ve akşam aç karnına şurup niyetine kullanabilirsiniz.
kaynak:netten
HALSİZLİK İÇİN GİNSENG
Ginseng: Uzakdoğuda enerji kaynağı olarak kullanılır.Aynı zamanda hafızayı güçlendirici, anksiyete ve huzursuzluğu giderici olan ginsengten bol bol tüketmek, oruç tutan kişilerin sık sık yaşadığı halsizlik ve yorgunluk sorunlarına karşı da oldukça iyi gelmektedir.Ginseng kökünü aktarlardan alabilirsiniz,çay olarak içebilir veya yemeklerinizin içine rendeleyip kullanabilirsiniz. (Günde yaklaşık 1 – 2 gr.)Ayrıca cinsel gücü artırıcı özelliğede sağhiptir.
kaynak:netten
SARIKANTARON
Sarı Kantaron (Hypericum perforatum);
Çok yıllık, üzerinde pek çok sarı çiçeği olan bir çalı türü olup, Ortaçağdan beri güvenle kullanılan bir bitkidir. Bitki 25-60 cm boyunda , çok dallıdır ve sapları ayrı olduğu halde bir şemsiye biçimindeki çiçekleri 5 parçalı, korolla altın sarısı renkli ve kenarları siyah renkli guddeli tüyler ile çevrilidir . Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda, yağ guddeleri, parlak noktacıklar halinde kolaylıkla görülür. Tanen (tannin), uçucu yağlar (carophyllene, pinene, limonene, myrcene), flavon türevleri (quercitrin, quercitin, rutin), hipericin (hypericin), karoten (carotene), Vitamin C ve resin içermektedir. Yan etkisiz bir Doğal Antidepresan olarak kullanılmaktadır.
Depresyon önleyici olarak kullanılmasının nedeni;Sarı kantaronun içerisindeki başta hiperisin olmak üzere ve diğer bileşikler sayesinde, beyin içerisinde sinir uyarılarının iletiminde önemli seviye artışı sağlamasıdır. Yapılan araştımalara göre bitki birçok etken madde içermekte olup; bunlardan en önemlileri hiperisin (hypericin), flavonoidler, taninler, resin ve prosiyanidinler dir. Hiperisin beyindeki Teta dalgalarını da arttırmaktadır. Teta dalgaları normalde uyku esnasında meydana gelirler ve derin düşünce veya meditasyon, yüce duygular, memnuniyet ve yaratıcı düşüncenin artması gibi şeylerle ilişkilidirler. Sarı kantaron ile ilgili çalışmalarda; endişe, kayıtsızlık, uyuşukluk, fazla uyuma, uykusuzluk, depresyon ve umursamazlık hissi gibi semptomlarda olumlu gelişmeler görülmüştür
Faydaları ve Kullanım Alanları:
-Anti-stres ve anti-depresyon etkilidir.
-Korku, endişe, kaygı, umutsuzluk, umursamazlık ve çaresizlik duygularının giderilmesinde yardımcıdır.
-Uykusuzluk ve fazla uyuma problemlerinde faydalıdır.
-Yara ve yanıkların iyileşme sürecini hızlandırmaya yardımcı olur.
-Kronik yorgunluk sendromunda ve menopoz dönemindeki sıkıntı, stres ve gerginliklerin giderilmesinde yardımcıdır.
UYARI: Hamile veya emziren kadınlar bu ürünü kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdırlar. Herhangi bir anti depresan ilaçla beraber kullanılmamalıdır.
kaynak:netten
KAKULENİN FAYDALARI
KAKULE;Batı ve Güney Hindistan, Güneydoğu Asya’nın sıcak bölgelerinde yetişen, 4-5 m boyunda, büyük yapraklı çok yıllık bir bitki cinsidir. Özellikle Güney Hindistan’ın bataklık ormanlarında yabânî olarak yetişir. Kakulenin meyveleri 1-2 cm uzunlukta, sarımsı yeşil ve kirli beyazımsı renktedir. Tohumları mercimek şeklinde ve büyüklüğünde, kırmızımsı esmer renkte olup, keskin kokuludur. Kakule yetiştiği yere göre isim alır. Seyhan kakulesi, Malabar kakulesi, Siyam kakulesi gibi
KAKULENİN FAYDALARI
- Dizanteriyi tedavi eder.
- Bol idrar söktürür.
- Mideyi çalıştırır, gaz söktürür.
- Mide gazı dolayısı ile meydana gelen kalp rahatsızlığını önler.
- Mide bozukluğu sonucu meydana gelen Migreni geçirir.
- Akciğerler için antiseptiktir.
- Bronşite çok faydalıdır.
- Kakule, dövülerek toz haline geitirilip, buruna çekirlirse nezleyi keser.
- Ağız Kokusuna: Kakule Aktarlarda kapsül şeklinde bulunan (çekirdek kakule diye satılıyor olabilir) kakuleden yanınızda bulundurun ve gün içerisinde sakız gibi çiğneyin. Hem ferahlatır hem de ağız kokusunu giderir.- Mide Bulantısı İçin: Mideniz bulandığında, kaynatacağınız nanenin içerisine bir tutam kakule atın ve daha sonra limon ve bal ilave ederek için. Bulantınız iyileşecektir
İştahsızlık için: İştahsızlara Kaynatılmış kakule esmer şeker veya balla tatlandırılıp içildiğinde iştahsızlık probleminin çözümünde bir hayli yol almış olursunuz.
- Kakule, Nane ve kekikle beraber kaynatılıp içilen kakule hem mide yaralarına hem de midede oluşan gazların giderilmesinde faydalıdır.
- Zihin açmak için : Zihni güçlendirici etkisi vardır
Kaynak:netten
ISIRGAN OTUNUN FAYDALARI
ISIRGAN OTU; pek çok hastalığa iyi gelen mucizevi bitkilerden biridir.Yaprakları asit formik yönünden zengin ama, yılanda mevcut olana benzer bir zehir içerir. Dokunduğu yere enzimi boşaltır. İnsanın canını yakan bu sıvı, aslında bitkinin değerli niteliklerini içeren özsuyudur. Isırgan ile yapılacak her türlü yemeklerin yenmesi ve çayların içilmesi ile vücut için gerekli demir ve magnezyum gibi minerallerin alınması; Allah’ın izin verdiği ölçüde sağlanır. İçerdiği demir, kansızlığı önlediği gibi, kadınlarda östrojen hormonunu arttırdığı için, doğum yapmış hanımların süt salgılamasını arttırıyor. Isırgan otu, asırlar boyu romatizma, gut ve damar sertliğinin tedavisinde, koleranın tehlikeli ishallerine karşı sıkça kullanılmış...
Isırgan Otunun Faydaları:
-Romatizma ve mafsal ağrılarına iyi gelir.
-Kansere karşı koruyucudur.
-Egzama ve çıbanlara karşı faydalıdır.
-İştah açar. İdrarı arttırır .
-Vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırır.
-Göğsü, böbreği ve karaciğeri temizler.
-Boğaz ağrılarına iyi gelir.
-Aybaşı halini düzenler.
-Burun kanamasını keser.
-Böbrek kumlarını dökmeye yardım eder.
-Balgam söktürücüdür
-Kan temizleyici oldugundan egzema ve bazı mantarhastalıklarına iyi gelir.
-Sivilcelere iyi gelir.
-Kan temizleyici özelliginin yani sıra kan yapıcı özelliği de vardır. Bu yüzden sarılık, kansızlık ve ağır kan hastalıklarında faydalı olur.
-Çesitli rahatsizliklarin etkisi ile olusan siddetli bas agrilarinda yararlidir.
-Pankreas üzerine iyi uyarici etki yapar.
-Kan sekerini düsürmeye yardimci olur.
-Böbrek taslarina da iyi gelir.
-Çayı kabızlığa 3 - 4 haftalık bir kür halinde iyi gelir.
-Aynı zamanda zindelik ve enerji verir.
-Grip ve soguk algınlıklarına karşı koruyucu olarak kullanılır.
-Mide ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi gelir.
-Siyatik, romatizma hastalarına ısırgan banyoları iyi gelir.
-Çayı ile saçlar yıkandığında canlanır ve parlar. Kepeği önler.
-Ayak damarları ve koroner damar daralmalarına ısırgan kökü banyosu faydalıdır.
-Akciğer kanserinde ebegümeci ile birlikte %3 oranında başarı gösterdiği tesbit edilmiştir.
-Kuyruk sokumundaki kıl dönmelerine lapası iyi gelir.
-Prostat büyümesinekatki saglayan enzimleri baskılayarak tedavisinde yardımcı olur.
-Nasır ve tırnak mantarlarında çayı içilir. Ellerde bu çayla yıkanırsa güzelleştirir...
kaynak:netten
KAPARİ GEBERE OTU
by pointer · 0 yorum
Etiketler: sağlık, Şifalı bitkiler
GEBERE OTU
Ahmet Marnaki kapari bitkisinin çok faydalı olduğunu belirtiyor;Burdur başta olmak üzere Akdeniz ikliminin hakim olduğu Batı Anadolu illeri, Orta Anadolu' Tokat ve civarında, Doğu Karadeniz ve Güney doğu illerinde doğal olarak yetişen kapari(gebere otu), çalımsı yapıda, dik ve yatık olarak büyüyen dikenli bir bitkidir. Fosfor, potasyum ve kalsiyumca zengin kalkerli ve killi toprakları seven ve güneşten hoşlanan bir bitki olması nedeniyle, güneye bakan yamaçlarda kendiliğinden yetişir ve iyi gelişir. Capparaceae familyasında olan gebere otunun Capparis spinosa ve c. ovata olmak üzere iki türü mevcuttur.
KAPARİN(GEBERE OTU) FAYDALARI;
Cinsel Gücü Artırıcı,Kabızlık giderici,İdrar söktürücü,Balgam söktürücü,Solucan düşürücü,Ağrı kesici,Romatizma,Felç,skorbit hastalığı,Kan bozuklukları,Gut hastalığına,Antitümör,Hemoroid,Dalak büyümesi,Kalça rahatsızlıkları,Adet düzenleyici ve sancıları,Diş ağrıları,Karaciğer fonksiyonlarını düzenleyici,Multipl Skleroz MS hastalığı
KAYNAK:bitkiselsağlık
ZENCEFİLİN FAYDALARI
28 Haziran 2008 Cumartesi by pointer · 0 yorum
Etiketler: sağlık, Şifalı bitkiler
ZENCEFİLİN YARARLARI
- Soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklarda yararlıdır; Bir çay kaşığı toz zencefil bir tatlı kaşığı bal ile karıştırıp macun yapılarak yenildiği zaman insanın içini ısıtarak bronşlarını açar ve temizler.
-Balgamı söktürür, öksürüğü keser.
- Zencefil aynı zamanda doğal aspirindir; kanı sulandırır, damarları açar, pıhtılaşmayı önler.
- Zihin açıcıdır, hafızayı güçlendirir.
- İlaçların mide ve bağırsaklara yaptığı yan etkiyi yok eder.
-Bulantı keser;Ameliyatlardan sonraki anesteziden kaynaklanan bulantılar, deniz ve araba tutmasındaki bulantılarda etkilidir.
-Zencefilin annenin emzirme döneminde, anne sütünü artırıcı ve bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi vardır.
-Sindirim sistemini düzenler, hızlandırır, enerji verir.
-Kışın salepin üzerine tarçın yerine zencefil serperek içilmesi yorgunluğu alır, sinir sistemini düzeltir.
-Taze zencefil kökünden yapılan turşu sofralara güzel bir çeşni olmanın yanında sindirime faydalı bir takviye olur.
- Zencefil aynı zamanda çok güçlü doğal bir romatizma ilacıdır. Bal ve toz zencefil karışımından hazırlanan macun, günde üç tatlı kaşığı yenildiğinde bel ve bacak ağrılarını, romatizmayı tedavi eder...
kaynak:netten
KİMYONUN FAYDALARI
KİMYON DEYİPTE GEÇMEYİN
Yemeklerimizin vazgeçilmez baharatının saymakla bitmeyen yararları;
-Ağrı kesici,uyarıcı,nefes darlığına,zehirlenmeye,göz iltahabına iyi gelir kesici , uyarıcı, istah acıcı , sindirimi kolaylaştırıcı , şişkinliği giderici , ishali önleyici, terletici , karaciğer için faydalı özelliklere sahiptir.
-Bağırsak kurtlarını düşürür , idrar söktürür, sütü çoğaltır , idrarın zor yapılmasına ve idrarını tutamamaya karsı da iyi gelir,sütü çoğaltır.
-Sirke ile kaynatılıp içilirse , nefes darlığına , balla serbet yapılırsa , zehirlenmeye , bağırsak ve kulunç ağrılarına iyi gelmektedir.
-Yumurtanın beyazı ile macun yapılıp , göz iltihabına karşı merhem gibi sürülürse , gayet faydalıdır.
-Kekik ile macun yapılıp suda kaynatılarak ağızda gargara yapılırsa , diş ağrılarına iyi gelir
kaynak;forumsistem
Prof.Dr İbrahim Saraçoğlu ülkemiz bulunmaz bir bitki cenneti diyor.Ama ne yazıkki bizler bunun farkında değiliz. Elimizdeki servetin değerin bilmiyoruz
EBEGÜMECİDE BU BİTKİLERDEN SADECE BİRİSİ
Ülkemizde 8 ebegümeci türü yetişmektedir. Bunlardan en önemlisi, Büyük ebegümeci (M. sylvestris) türüdür. 20-30 cm. arasında boylanabilen bu türün yaprakları yuvarlağımsı biçimli, kenarları dişli, uzun saplı, tüylü, almaşık dizili, 3-7 parçalı ve palmiye gibi damarlıdır. Yaz boyu ve sonbahar başlarında açan pembe renkli, eflatuni çizgili çiçekleri, yaprakların koltuklarından çıkar. Meyveleri 10 parçaya bölünen, olgunlaştığında açılmayan kuru tohumlar halindedir. Bitki, döktüğü tohumlarıyla çoğalır.Ebegümecinin yapraklan büyük oranda yapışkan bitki sıvısı; ayrıca glikoz, pektin, yağ esansları ile az miktarda tanen içerir. Yaprak ve sapları hafif kokulu ve yavan lezzetlidir. Bazı yerlerde sebze olarak yenilir.Tibbi Etkileri ve Kullanımı Tıbbi yararları hatmi ya da gülhatmininkine çok benzeyen ebegümecinin, bu etkileri ve onlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Gastrit ve mide ülserlerinde iyileştiricidir.
• Üst solunum yollan nezlesi ile bronşitte göğsü yumuşatıcı; balgam söktürücü ve öksürüğü kesicidir.Bu gibi durumlarda kullanılmak üzere, yaz boyunca ve sonbahar başlarında, bitki çiçekli olduğu sürece, yaprak ve çiçekleri toplanıp gölge ve havadar yerde kurutulur. 2 tatlı kaşığı kurumuş yaprak ve çiçek karışımı üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika demlendirilip infüzyon hazırlanır. Bu infüzyondan günde üç kez birer bardak içilir.
• Ebegümeci ayrıca ciltteki çıban, yara ve küçük yanıklarda iyileştirici etki yapar.Bunun için, bitkinin taze yaprak ve çiçekler ezilerek hazırlanan yara lapası, bir tülbentin içine konularak, şikâyet edilen yere kompre şeklinde uygulanır.
Ebegümecinin Faydaları :
*Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser.
*Mide ve bağırsakların muntazam çalışmasını sağlar.
*Kabızlığı giderir.
*Mide bulantısı ve kusmaları önler.
*Ateşi düşürüp, vücuda rahatlık verir.
*Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir.
*Nezle, bronşit, nefes darlığı tedavisinde kullanılır.
*Lapası çıbanların olgunlaşmasını sağlar.
*Burun kanamasını durdurur.
*Dişeti hastalıklarını tedavi eder.
*Mide ağrısını keser.*Burun tıkanıklığını giderir.
UYARI:Hamile kalmak isteyenler yada hamile olanlar kesinlikle ebegümeci yememelidir
PROF DR İBRAHİM SARAÇOĞLU'NDAN ISIRGAN OTU KÜRLERİ;
Akciğer kanserini önleyici ve tedavi edici Kür;Yarım litre kaynamakta olan suyun içerisine bir tutam ebegümeci (yaklaşık 4-5 gram) ve bir tutam da ısırgan (yaklaşık 4-5 gram) atınız. Hafif ateşte ağzı kapalı olarak 4 dakika haşlayınız. Ilıdıktan sonra mutlaka süzerek bitkileri ayırınız.
Aç karına sabah ve akşam bir çay bardağı içiniz. Aç karna içtikten en az yirmi dakika sonra yemek yemeye başlanabilir. Önleyici kür olarak haftada 3-4 gün uygulanır ve bir ay devam edilir. Yılda en az iki defa uygulanır. Kanserli hastalarda ise üç ay boyunca hergün hiç ara vermeden günde bir su bardağı içilerek devam edilir.
Üç ay tamamlandıktan sonra 15 gün ara verilir ve tekrar 3 ay boyunca bir gün atlayarak bir su bardağı içilir. Daha sonraki günlerde zaman zaman uygulanır.
Dikkat: Her iki bitkinin de aynı şartlarda kullanılması gerekir. Ya her ikisi de kurutulmuş veya her ikisi de taze olarak kullanılmak zorundadır. Birini taze olarak, diğerini kurutulmuş olarak kesinlikle kullanmayınız.
Kullanma aşağıdaki şekilde olmalıdır:-Birinci hafta bir gün arayla, sabah ve akşam aç karna-İkinci hafta iki gün arayla, sabah ve akşam aç karna-Üçüncü hafta üç gün arayla, sabah ve akşam aç karna
-Dördüncü hafta dört gün arayla, sabah ve akşam aç karna
-Beşinci haftadan itibaren haftada bir defa sabah ve akşam aç karna birer çay bardağı içilecek.
Romatizma ağrılarına karşı KÜR;Çok az suda 5 dakika haşlayarak lapası yapılır. Hazırlanmış olan bu ısırgan lâpası çok sıcak olmamak şartıyla tülbente sarılarak romatizma ağrısının olduğu bölgenin üzerine konularak onbeş dakika etki ettirilir. Haftada 2-3defa uygulanır. kaynak:SEDA SAYAN
Kaynak: Paylasim Merkezi
Hakiki Manisa Mesir Macunu
İşte Mesir Macunu ile ilgili merak ettiğiniz soruların cevapları; Mesir macunu faydaları, Mesir macunu ile tedavi yöntemleri, Mesir macunu ne işe yarar, Manisa mesir macunu nasıl yapılır, Mesir macunu içindeki baharat ve bitkiler , Mesir macunu hikayesi, Şifa kaynağı mesir macunu nedir, Kuvvet Macunu mu Padişah macunu mu gibi vs... gibi merak edilenler.
Translate
En iyi hazır web sitesi portalı

Yüzlerce hazır Dernek ve Parti Aday web siteleri. Hosting dahil 449₺ başlayan fiyatlar ile artık herkes web sitesi sahibi olacak! Bir çok sektöre hitap eden profesyonel e-ticaret paketlerimiz satış yapmaya hazır, sahibini bekliyor. hazır web sitesi, web sitesi fiyatları, en iyi hazır web sitesi, hazır site, hazır dernek sitesi, hazır parti aday sitesi, hazır kamu sitesi
6 Şubat 2016 Cumartesi
Kış Aylarında Soğuk Algınlığına İyi Gelen Yiyecekler
Soğuk algınlığına iyi gelen yiyecekler;
Soğuk havalardaki güneşe aldanılmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, soğuk algınlıklarının önüne geçilmesi için ise bazı sebze ve meyvelerin önemine dikkat çekti.
Kış mevsiminin yavaş yavaş hissedildiği şu günlerde yeterli ve dengeli beslenmenin Sağlık açısından büyük önem taşıdığını ifade eden uzmanlar, dışarıdaki güneşli havaya aldanılmaması gerektiğini söyledi.
Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi gerektiğini bildirdi.
Vücudun savunma güçleriyle hastalık yapıcı unsurlar arasında bir mücadele olduğunu ifade eden Bursa Özel Hayat Hastanesi Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Özkul,
"Biz vücudumuzu kuvvetli tuttuğumuz zaman hastalıkları yeneriz. Soğuktan etkilenmemek için hem giysilerimize, hem de bulunduğumuz ortamlardaki sıcaklığa dikkat etmemiz gerekiyor.
Dışarıdaki aldatıcı güneşe kanarak odada 22 derecede oturduğumuz kıyafetlerle dışarı çıkmamak gerekiyor. Onun için mutlaka palto muzu ve kaşkolu muzu almamız gerekiyor" diye konuştu.
Türk toplumunun çok samimi olduğunu belirten Özkul, "Birbirini görenler hemen sarılıp kucaklaşıyor.
Mikrobik hastalıkların yayılmaması için tokalaşmayı tercih etmeliyiz. Bu şekilde hem kendimizi, hem de sevdiğimiz kişiyi hasta olmaktan korumuş oluruz" dedi.
Soğuk algınlığına iyi gelen yiyecekler:
Balık, süt ve süt ürünlerinde bol Protein olduğunu ifade eden Özkul, "Bunlarla beraber meyveler ve sebzelere de dikkat edilmesi gerekiyor.
Karbon hidratlar yani tatlılar ve undan yapılan gıdalardan ihtiyaç kadar almak gerekiyor. Greyfurt ve portakal gibi narenciyeler vitamini ve mineralleri çok zengin olan gıdalardır.
Trabzon hurması da çok kıymetlidir. Hem enerji deposudur, hem de mineralleri ve vitamini çok kıymetlidir.
Posa bırakmasıyla da sindirime katkı sağlayan tarafı vardır.
Turp ise bağırsaklardaki hareketliliği sağlamanın yanı sıra idrar artırıcı özelliği ile vücuttaki ödemleri çözer" şeklinde konuştu.
Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmede hünnabın çok mühim olduğunu ifade eden Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Özkul, "Hünnap bunun yanı sıra kolesterolü düzenler ve idrar arttırıcı özelliği ile vücutta su birikmesini önler.
Ne kadar sıvı alınır ve ne kadar sıvı çıkarılırsa toksinler o kadar vücuttan atılır. Nane-limon, ıhlamur da faydalı. Ama her şeyin azı karar, çoğu zarardır" dedi. (İHA)
Soğuk havalardaki güneşe aldanılmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, soğuk algınlıklarının önüne geçilmesi için ise bazı sebze ve meyvelerin önemine dikkat çekti.
Kış mevsiminin yavaş yavaş hissedildiği şu günlerde yeterli ve dengeli beslenmenin Sağlık açısından büyük önem taşıdığını ifade eden uzmanlar, dışarıdaki güneşli havaya aldanılmaması gerektiğini söyledi.
Kış mevsiminde havaların soğuması ile birlikte beslenme şeklinde değişikliler olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçirilmesi gerektiğini bildirdi.
Vücudun savunma güçleriyle hastalık yapıcı unsurlar arasında bir mücadele olduğunu ifade eden Bursa Özel Hayat Hastanesi Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Özkul,
"Biz vücudumuzu kuvvetli tuttuğumuz zaman hastalıkları yeneriz. Soğuktan etkilenmemek için hem giysilerimize, hem de bulunduğumuz ortamlardaki sıcaklığa dikkat etmemiz gerekiyor.
Dışarıdaki aldatıcı güneşe kanarak odada 22 derecede oturduğumuz kıyafetlerle dışarı çıkmamak gerekiyor. Onun için mutlaka palto muzu ve kaşkolu muzu almamız gerekiyor" diye konuştu.
Türk toplumunun çok samimi olduğunu belirten Özkul, "Birbirini görenler hemen sarılıp kucaklaşıyor.
Mikrobik hastalıkların yayılmaması için tokalaşmayı tercih etmeliyiz. Bu şekilde hem kendimizi, hem de sevdiğimiz kişiyi hasta olmaktan korumuş oluruz" dedi.
Soğuk algınlığına iyi gelen yiyecekler:
Balık, süt ve süt ürünlerinde bol Protein olduğunu ifade eden Özkul, "Bunlarla beraber meyveler ve sebzelere de dikkat edilmesi gerekiyor.
Karbon hidratlar yani tatlılar ve undan yapılan gıdalardan ihtiyaç kadar almak gerekiyor. Greyfurt ve portakal gibi narenciyeler vitamini ve mineralleri çok zengin olan gıdalardır.
Trabzon hurması da çok kıymetlidir. Hem enerji deposudur, hem de mineralleri ve vitamini çok kıymetlidir.
Posa bırakmasıyla da sindirime katkı sağlayan tarafı vardır.
Turp ise bağırsaklardaki hareketliliği sağlamanın yanı sıra idrar artırıcı özelliği ile vücuttaki ödemleri çözer" şeklinde konuştu.
Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmede hünnabın çok mühim olduğunu ifade eden Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Özkul, "Hünnap bunun yanı sıra kolesterolü düzenler ve idrar arttırıcı özelliği ile vücutta su birikmesini önler.
Ne kadar sıvı alınır ve ne kadar sıvı çıkarılırsa toksinler o kadar vücuttan atılır. Nane-limon, ıhlamur da faydalı. Ama her şeyin azı karar, çoğu zarardır" dedi. (İHA)
Etiketler:
alternatif tıp
,
bitkisel tedavi
,
kuvvet macunu
,
mesir macunu
,
soğuk algınlığı
,
şifa macunu
,
şifalı bitkiler
Hangi bitki hangi hastalığa iyi geliyor?
Günümüzde beslenmeden kozmetiğe kadar pek çok alanda, özellikle de hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konusunda doğaya dönüş akımı yaşanıyor. Yapay yolla elde edilen ilaçların her geçen Gün yeni bir yan etkisinin bulunması, insanları bitkisel ürünlere yöneltiyor.
Doğru kullanıldığında şifa veren bitkiler, bilinçsizce tüketilirse çok ciddi sorunlara hatta ölümlere yol açabilirler. Bu yüzden bitkileri çok iyi tanımalı ve onları modern tıbbın alternatifleri olarak değil, destekleyicileri olarak görmelisiniz.
Bitkilerin faydasını sayarken A harfi ile başlayalım. Bakalım A harfi ile başlayan ne kadar yararlı Bitki var.
Acı Marul (Cichorium Intybus)
Yol ve tarla kenarlarında, ekilmemiş arazide yetişir. Kuru ve sıkı toprağı sever. Temmuz ve ağustos aylarında mavi çiçekler açar,
Acı marulun kökünde ve gövdesinde bulunan süt, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlığa iyi gelir. Kurutulmuş acı marul yaprakları ve kökü "safra kesesinin faaliyetini hızlandırır, hazmı kolaylaştırır.
Taze yaprakları salata yapılarak yenilirse kanı temizler. Kökü kurutularak kavrulur, kahve gibi içilir veya kahveye ilave edilir.
Acı marul yapraklarından ve kökünden yapılan cay, karaciğer, dalak ve böbreklerin faaliyetini düzenler. Safrakesesi ifrazatını çoğaltır. Basurdan şikâyeti olanlara fayda sağlar.
Süt içinde kaynatılarak içilen acı marul suyu, pankreas ifrazatını çoğaltır.
Acı marul çiçekleri toplanır, bol şekerle iyice karıştırılır, güneşte kurutulur. Elde edilen bu lezzetli ilaç kalp hastalıklarına iyi gelir ve kalbi kuvvetlendirir. Bu ilaçtan günde 1-2 kahve kaşığı alınabilir.
Acı marulda idrar söktürme özelliği olduğu gibi, mide nezlesine de iyi gelir. Ayrıca kanamalarda iyi bir dinlendiricidir.
Önemli Not: Karaciğer hastaları, sarılık hastalığına yakalananlar, basuru olanlar, böbrek rahatsızlığı çekenler acı marulu mutlaka doktor tavsiyesiyle kullanmalıdırlar.
Ada Çayı (Salvia Officinalis)
Mayıs ve haziran aylarında çiçek açmadan evvel toplanır. Adaçayını toplamadan önce ve sonra ellerin sabunla yıkanması gerekir. Adaçayı iyi bir baharat ve antibiyotiktir. Bal ve sirke ile karıştırılarak ağız çalkalanırsa diş etleri kanamasını önler, bademcik şişmesine, ağız ve boğaz iltihaplarına iyi gelir.
Çay olarak bal ve sirke ilave edilerek içilirse, boğaz Ağrılarına, soğuk algınlığına, sinir hastalıklarına, kramp, yorgunluk ve ishale iyi gelir. Gece terlemesini önler. Süt içinde kaynatıldığında grip ve boğmacaya karşı etkili olur.
Adaçayı iltihaplı yaraları ve çıbanları tedavi eder, yapraklarından elde edilen toz kanı düzeltir, mide suyunu tanzim eder, iştahsızlığı önler, kadınlarda regl düzensizliklerini ve sancılarını giderir, rahim iltihaplarını tedavi eder. Ayrıca depresyonlara, titremeye, sersemliğe ve sinir bozukluğuna çok iyi gelir.
Adaçayı yapraklarından yapılan merhem, sivrisinek, Arı sokmasında acıyı dindirir, kaşıntıları önler. Ayrıca bazı annelerde bebeği emzirdikten sonra sütün akmaya devam ettiği hallerde göğüs ucuna aynı merhemden bir miktar sürülerek sütün kesilmesi sağlanır.
Toz haline getirilen adaçayı yaprakları diş temizliğinde kullanılır. Dişleri sağlamlaştırır, bembeyaz yapar.
Bir miktar kurutulmuş adaçayı 1 Litre suda kaynatılarak içildiğinde karaciğer, akciğer, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına, ishale iyi gelir.
Adamotu (Panax Ginseng)
Anavatanı Çin olan bitkiye ülkemizde kökü insan vücuduna benzediği için Adamotu denir. Adamotu kökü B1 ve B 2 vitaminleri ihtiva eder. Ayrıca glikozid, eter, yağ ve alkalik aktif maddeler bakımından zengindir. Vücudu kuvvetlendirir, bıkkınlık, ümitsizlik, içe kapanıklık gihi ruhsal durumları ortadan kaldırır.
Ahlat – Yabani Armut (Pyrus Eleagrifolia)
Ormanlarda, tarla kenarlarında ve dağlık arazide yetişir. Gülgillerden yabani bir ağaçtır. Meyvesi birkaç Ay bekletilip olgun hale getirildikten sonra yenir. Güzel kokuludur.
Ahlat, kan deveranını düzenler, sinirleri teskin eder, idrar söktürür. Ahlat ağacının taze ve genç yaprakları kaynatılarak suyu içildiğinde idrarı dezenfekte eder ve söktürür. Mesane içinde mevcut olan taşları bakterilere dönüştürerek zamanla yok olmalarını sağlar. Pişirilerek yenildiğinde ishali önler.
Ahududu (Rubus İdaeus)
Tadı ve besin değeri açısından insanlar için hem iyi bir yiyecek, hem de iyi bir ilaçtır.
Ormanlarda, koruluklarda, fundalıklarda veya bayırlarda kendiliğinden yetiştiği gibi ekimi de yapılmaktadır. Mayıs ve haziran aylarında yaprakları, temmuz ve ağustos aylarında ise meyveleri toplanır. Ahududu organik Asit ve bol miktarda da Limon asidi ihtiva eder. C vitamini bakımından çok zengindir. Yaprakları ishal kesicidir. Ahududu şurubu ateşi düşürür, romatizmaya iyi gelir.
Ahududu yapraklarından yapılan çay gut hastalığına iyi gelir. Kadınlarda beyaz akıntıyı önler. Fazla miktarda gelen regl kanamasını düzenler.
Doğum sancılarını da hafifletir. Çiçeğini kaynatarak yapılan ılık Su banyosu, göz nezlesi, diş eti ve bademcik iltihaplarına iyi gelir.
Akasya (Acacia Baileyana – Robiniapseudacacia)
Akasya Mimoza cinsinden bir ağaçtır. İki çeşidi vardır. Çiçekleri salkım şeklinde, yaprakları küçüktür. Ülkemizde de sıkça rastlanan Ağaç, genellikle sıcak ve ılık iklimlerde yetişir. Akasya çiçeklerinden yapılan ilaçlar nefes darlığına karşı kullanılır. 2 çorba kaşığı kurutulmuş akasya çiçeği; l su bardağı kaynar su içinde 10 Dakika bekletilir, günde üç su bardağı içilir.
Anason (Pimpinella Anisum – Anisum Volgare)
Anavatanının Akdeniz sahilleri olmasına karşın her iklimde yetişir. Temmuz ve ağustos aylarında toplanır. Anasondan elde edilen yağ hormonları düzenler, Anne Sütünü çoğaltır. Tohumlarından elde edilen Anason yağı mide rahatsızlıklarına iyi gelir, iştahı açar, harareti söndürür.
Anason çayı hazmı kolaylaştırır, mide ve bağırsak gazlarını yok eder. Kaynar sütün içine atılan bir damla anason vücut ağrılarını dindirir.
Tohumları yakılarak dumanı solunursa baş ağrısını giderir.Tohumlarının yenmesi iştahı arttırır, uykusuzluğu giderir, mide ekşimesini önler. Toz haline getirilen anason tohumları üzüm şırasına karıştırılarak içildiğinde böbrek taşlarını düşürür. Anason tozu ayrıca gülyağı ile karıştırılarak kulak içine sürülürse kulak içi iltihaplarını önler, ağrıları giderir. Anason tohumlarını çiğnemek nefes darlığını ve kalp çarpıntısını giderir. Kaynatılmasıyla elde edilen sudan cilt bakımı için yararlanılır.
Andız Otu (Inula Helenium)
Çayırlarda, orman kenarlarında, çalılıklarda yetiştirildiği gibi bahçelerde de özel olarak yetiştirilir. Kökünden yapılan çay, başta soğuk algınlığı olmak üzere mide rahatsızlıklarına ve sarılık hastalığına çok iyi gelir.
Andız otu kökü mideyi kuvvetlendirir, balgam söktürür. Bu kökten elde edilen yağ idrar söktürücü ve safra ifrazatını arttırıcıdır.
Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse öksürüğü dindirir, balgamı söker. Astım ve akciğer kanamasına çok iyi gelir.
Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen Andız otu, mide rahatsızlıklarına iyi gelir, mideyi kuvvetlendirir. Böbrek, mesane ve safra kesesi taşlarının oluşumunu önler. Akciğer rahatsızlıkları ve vereme iyi gelir. Ayrıca bu şıra felçli bölgelere sürülürse kan devaranının artmasını sağlar.
Andız otu iştah açıcı olma özelliğinin yanında basur ve tansiyon düşürme tedavisinde de etkilidir. Taze andız otu kökü ezmesi çıbanların üzerine sarılırsa çabuk iyileşmelerini sağlar.
Andız otundan yapılan merhemler egzamaya, kaşıntıya iyi gelir. Andız yaprakları veya kökünün hayvan ısırma ve sokmalarında enfeksiyon oluşumunu önleyici etkileri vardır. Çok miktarda andız otu mide bulantısına neden olur.
Ardıç (Juniperus Communis)
Ovalarda, yaylalarda, dağlık bölgelerde yetişir. Ardıç meyveleri iştahı arttırır, hazmı kolaylaştırır, idrar söktürür, idrar organlarını dezenfekte eder. Bağırsak gazlarını önler.
Dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa cilt hastalıklarına iyi gelir, saç dökülmesini önler.
Ardıç dallarının ezilmesi yolu ile elde edilen suyu çıbanları ve şişlikleri tedavi eder. Rendelenmiş meyveleri sirke içine konup bekletildikten sonra bir bezle Alın üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir. Taze meyvelerinin ezilmesi ile elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir.
Ardıç meyveleri ayrıca midede oluşan gazın neden olduğu ağız kokularını giderir.
Ardıç dumanı yılanları kaçırır. Kamp ateşinin içine bir miktar da ardıç atmak faydalıdır.
Armut (Pyrus Communis)
Armut, damarların içinde biriken tortuları eritip, idrarla dışarı atar. Bu özelliğiyle iyi bir yüksek tansiyon ilacıdır. Böbrekleri çalıştırır, romatizma, eklem kireçlenmesi olanlar için yararlıdır. Hamile kadınlarda kusmayı azaltır. Kansızlığı giderir. İçerdiği fosfor ve B vitaminiyle zihni yorgunluğu giderir, sinirleri teskin eder. Tükürük bezlerini çalıştırarak, hazmı kolaylaştırır. Hastalıklara karşı vücudun direncini arttırır, bağırsakları yumuşatır. Armut hazmı kolaylaştırır ama kendisinin hazmı kolay değildir. Midesi sorunlu olanlar Elma gibi ısırarak yemek yerine suyunu tercih etmelidir. Armuttan en iyi şekilde yararlanmak isteyenler yemeklerden önce yemelidir.
Arpa (Hordeum Vulgare)
Dünyanın her tarafında yetiştirilir. Tanelerinde bol miktarda B1 ve E vitamini vardır.
Suda kaynatılarak elde edilen sıvı susuzluğu giderir, ateş düşürür, balgam söktürür, ishali önler. Böbrek ve safra kesesi taşlarının sebebiyet verdiği ağrılara, karaciğer ve dalak hastalıklarına, bronşit ve nezleye, cilt hastalıklarına, kansızlığa, raşitizm hastalığına iyi gelir. Kemik kireçlenmesini önlemesi en önemli özelliğidir.
Ateş yükselmesine karşı bir avuç Arpa, bir litre suda, arpanın zarı patlayıncaya kadar kaynatılır. Sonra süzülür. Bir adet limon ve bir yemek kaşığı bal ilave edilerek yudum yudum içilir.
Çıban ve yaraları tedavi etmek için: Arpa hamuruna bir miktar incir ve bal ilave edilerek çıban ve yaraların üzeri sarılır.
Bağırsak gazlarını yok etmek için: Arpa unu Hamur haline getirilir. Bir miktar keten tohumu ve üzerlik otu ilave edilerek karna sarılır.
Yüzdeki lekeleri yok etmek için: Hamur haline getirilen arpa unu yüze maske halinde sürülür. 2 Saat bekletilir.
Bir litre suda bir avuç arpa bir avuç rezene tohumu kaynatılarak içildiğinde, anne sütünde artış görülür.
Asma (Vitis Vinifera)
Asma özellikle sıcak bölgelerde yetişir. Dünyada insanlar tarafından ilk yetiştirilen bitki olduğu sanılmaktadır. Üç binin üzerinde çeşidi vardır.
Meyvesi olan üzümde bol miktarda A, B1, B2 ve C vitamini bulunur. Vücut yağlanmasına, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına karşı çok etkilidir. Asma çubuklarından çıkan sıvı egzamaya ve bağırsak kanamalarına karşı kullanılır. Bazı yerlerde bu sıvı göz damlası olarak da kullanılır.
Aşk Otu (Levisticum Officinale)
Ege bölgesindeki sık rastlanan aşk otunun ilkbaharda kökü, ekim ayında ise gövdesi ve tohumları kullanılır. Kökünden elde edilen yağ, sinir sistemi ve deri hastalıklarına karşı kullanılır.
Gövdesi böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir. Vücudun çeşitli yerlerinin su toplamasıyla oluşan hastalıkların tedavisinde de kullanılır.
Aşk otu, gut hastalığı, romatizma, müzmin kalp rahatsızlıklar, öksürük ve boğaz iltihaplarına karşı etkilidir.
Kökünden yapılan çay sarılığa iyi gelir, böbrekleri temizler. Anason ve raziyane ile karıştırılarak hazırlandığı zaman etkisi daha fazla olur. Kökü kaynatılarak elde edilen sıvı yüzdeki lekeleri yok eder.
Kurutulmuş aşk otu kökü toz haline getirilir. 1 çay kaşığı 1 bardak sirkeye konularak içilir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Banyo suyuna karıştırılırsa ciddi güzelleştirir. Ciltteki yaraları giderir.
Aşk otu tohumları bir bardak su içinde 6 saat bekletilerek içilir. Karaciğer, dalak, mesane ve böbreklerin çalışmasını düzenler.
Aşk otu tohumları bir bardak sirke içine konup 2 saat bekletilerek içilirse kalça ve bel ağrılarını hafifletir. Böbrek, mesane ve safrakesesi taşlarını düşürür.
Önemli not: Çok miktarda alınan aşk otu böbrekleri yorabilir. Böbrek rahatsızlığı çekenlerin aşk otundan yapılan ilaçları kullanmamaları tavsiye edilir.
Atkestanesi (Aesculus Hippocastanum)
Mayıs ve ağustos aylarında yapraklarından, eylül-ekim aylarında meyvelerinden, mart, eylül ve ekim aylarında ise kabuklarından yararlanılır.
Meyveleri olan kestaneler öğütülerek toz haline getirilir. Bir bardak suya bir kaşık konularak günde üç kere içilirse basur, ishal ve varis hastalıklarına iyi gelir. Nezle ve nefes darlığına karşı tatbik edilir.
Bir kilo at kestanesi küçük parçalara doğranarak pişirilir ve suyu ile temizlenirse basuru önler.
At kestanesi ağacının kabuğu kaynatılarak içilirse hazımsızlığa, kronik bağırsak nezlesine, soğuk algınlığına, yüksek ateşe iyi gelir.
Kavrulup öğütüldükten sonra kahve gibi pişirilerek içilirse nezleyi önler. Romatizmaya iyi gelir.
Taze at kestanesi çiçekleri Alkol içinde ve güneşte birkaç hafta bekletildikten sonra romatizmalı uzuvlara ovularak sürülürse şifa verir.
At kestanesinden iki şekilde yararlanabilirsiniz:
1. Bir yemek kaşığı ince kıyılmış at kestanesi kabuğu 2 bardak kaynar suya bırakılarak bir müddet bekletildikten sonra yudum, yudum içilir.
2. 1 kg. At kestanesi meyvesi ezilerek kaynatıldıktan sonra banyo suyuna ilave edilir.
Ayçiçeği (Helianthus Annuus)
Soğuk preslenmiş ayçiçeği yağı damar kireçlenmesine çok iyi gelir. Tohumlarından elde edilen merhem kurdeşen hastalığının tedavisinde kullanılır, yaraları tedavi eder.
Ayçiçek yağı içilmez ama gargara olarak kullanıldığında uykusuzluk, kronik baş ağrısı ve asabiyete iyi gelir. Ayrıca ağızdaki zararlı bakteri ve molekülleri yok eder. Vücudun zehirlerden temizlenmesine yardımcı olur.
Not: Soğuk presle elde edilen ayçiçeği yağını 10-15 dakika yani ağzınızda beyaz hale gelene kadar gargara yapmak gerekir.
Ayrık Otu (Agropyron Repens)
Yol kenarlarında, çayırlarda, bahçe ve tarlalarda bol miktarda bulunur. En çok kullanılan yeri Toprak altında kalan gövdesidir.
Elli gram ayrık otu kökünün bir litre suda kaynatılması sonucunda elde edilen ilaç sarılık hastalığına iyi gelir. Böbrek taşlarını ve idrar yollarındaki kumu düşürür. Gut hastalığını ve romatizmaya karşı da kullanılır. Ter ve idrar söktürür, nezle ve boğaz hastalıklarına iyi gelir.
Mide rahatsızlıklarına ve ishale karşı çok etkilidir. Dalak rahatsızlıklarına karşı da çok iyi geldiği son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucu belirlenmiştir.
Ayva (Cydonia Ablonga)
Ayvada, şeker, tanen ve bol miktarda vitamin vardır. İshal kesicidir. Dizanteri ve karaciğer tembelliğine iyi gelir. Mide ve bağırsağı kuvvetlendirir. Çarpıntı, bronşit, öksürük ve Verem hastalıklarına iyi gelir.
Kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurupla gargara yapılırsa boğaz iltihaplarına iyi gelir.
Önemli Not: Kabızlık çekenler ve yüksek tansiyonu olanlar yememelidir.
Doğru kullanıldığında şifa veren bitkiler, bilinçsizce tüketilirse çok ciddi sorunlara hatta ölümlere yol açabilirler. Bu yüzden bitkileri çok iyi tanımalı ve onları modern tıbbın alternatifleri olarak değil, destekleyicileri olarak görmelisiniz.
Bitkilerin faydasını sayarken A harfi ile başlayalım. Bakalım A harfi ile başlayan ne kadar yararlı Bitki var.
Acı Marul (Cichorium Intybus)
Yol ve tarla kenarlarında, ekilmemiş arazide yetişir. Kuru ve sıkı toprağı sever. Temmuz ve ağustos aylarında mavi çiçekler açar,
Acı marulun kökünde ve gövdesinde bulunan süt, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlığa iyi gelir. Kurutulmuş acı marul yaprakları ve kökü "safra kesesinin faaliyetini hızlandırır, hazmı kolaylaştırır.
Taze yaprakları salata yapılarak yenilirse kanı temizler. Kökü kurutularak kavrulur, kahve gibi içilir veya kahveye ilave edilir.
Acı marul yapraklarından ve kökünden yapılan cay, karaciğer, dalak ve böbreklerin faaliyetini düzenler. Safrakesesi ifrazatını çoğaltır. Basurdan şikâyeti olanlara fayda sağlar.
Süt içinde kaynatılarak içilen acı marul suyu, pankreas ifrazatını çoğaltır.
Acı marul çiçekleri toplanır, bol şekerle iyice karıştırılır, güneşte kurutulur. Elde edilen bu lezzetli ilaç kalp hastalıklarına iyi gelir ve kalbi kuvvetlendirir. Bu ilaçtan günde 1-2 kahve kaşığı alınabilir.
Acı marulda idrar söktürme özelliği olduğu gibi, mide nezlesine de iyi gelir. Ayrıca kanamalarda iyi bir dinlendiricidir.
Önemli Not: Karaciğer hastaları, sarılık hastalığına yakalananlar, basuru olanlar, böbrek rahatsızlığı çekenler acı marulu mutlaka doktor tavsiyesiyle kullanmalıdırlar.
Ada Çayı (Salvia Officinalis)
Mayıs ve haziran aylarında çiçek açmadan evvel toplanır. Adaçayını toplamadan önce ve sonra ellerin sabunla yıkanması gerekir. Adaçayı iyi bir baharat ve antibiyotiktir. Bal ve sirke ile karıştırılarak ağız çalkalanırsa diş etleri kanamasını önler, bademcik şişmesine, ağız ve boğaz iltihaplarına iyi gelir.
Çay olarak bal ve sirke ilave edilerek içilirse, boğaz Ağrılarına, soğuk algınlığına, sinir hastalıklarına, kramp, yorgunluk ve ishale iyi gelir. Gece terlemesini önler. Süt içinde kaynatıldığında grip ve boğmacaya karşı etkili olur.
Adaçayı iltihaplı yaraları ve çıbanları tedavi eder, yapraklarından elde edilen toz kanı düzeltir, mide suyunu tanzim eder, iştahsızlığı önler, kadınlarda regl düzensizliklerini ve sancılarını giderir, rahim iltihaplarını tedavi eder. Ayrıca depresyonlara, titremeye, sersemliğe ve sinir bozukluğuna çok iyi gelir.
Adaçayı yapraklarından yapılan merhem, sivrisinek, Arı sokmasında acıyı dindirir, kaşıntıları önler. Ayrıca bazı annelerde bebeği emzirdikten sonra sütün akmaya devam ettiği hallerde göğüs ucuna aynı merhemden bir miktar sürülerek sütün kesilmesi sağlanır.
Toz haline getirilen adaçayı yaprakları diş temizliğinde kullanılır. Dişleri sağlamlaştırır, bembeyaz yapar.
Bir miktar kurutulmuş adaçayı 1 Litre suda kaynatılarak içildiğinde karaciğer, akciğer, böbrek ve mesane rahatsızlıklarına, ishale iyi gelir.
Adamotu (Panax Ginseng)
Anavatanı Çin olan bitkiye ülkemizde kökü insan vücuduna benzediği için Adamotu denir. Adamotu kökü B1 ve B 2 vitaminleri ihtiva eder. Ayrıca glikozid, eter, yağ ve alkalik aktif maddeler bakımından zengindir. Vücudu kuvvetlendirir, bıkkınlık, ümitsizlik, içe kapanıklık gihi ruhsal durumları ortadan kaldırır.
Ahlat – Yabani Armut (Pyrus Eleagrifolia)
Ormanlarda, tarla kenarlarında ve dağlık arazide yetişir. Gülgillerden yabani bir ağaçtır. Meyvesi birkaç Ay bekletilip olgun hale getirildikten sonra yenir. Güzel kokuludur.
Ahlat, kan deveranını düzenler, sinirleri teskin eder, idrar söktürür. Ahlat ağacının taze ve genç yaprakları kaynatılarak suyu içildiğinde idrarı dezenfekte eder ve söktürür. Mesane içinde mevcut olan taşları bakterilere dönüştürerek zamanla yok olmalarını sağlar. Pişirilerek yenildiğinde ishali önler.
Ahududu (Rubus İdaeus)
Tadı ve besin değeri açısından insanlar için hem iyi bir yiyecek, hem de iyi bir ilaçtır.
Ormanlarda, koruluklarda, fundalıklarda veya bayırlarda kendiliğinden yetiştiği gibi ekimi de yapılmaktadır. Mayıs ve haziran aylarında yaprakları, temmuz ve ağustos aylarında ise meyveleri toplanır. Ahududu organik Asit ve bol miktarda da Limon asidi ihtiva eder. C vitamini bakımından çok zengindir. Yaprakları ishal kesicidir. Ahududu şurubu ateşi düşürür, romatizmaya iyi gelir.
Ahududu yapraklarından yapılan çay gut hastalığına iyi gelir. Kadınlarda beyaz akıntıyı önler. Fazla miktarda gelen regl kanamasını düzenler.
Doğum sancılarını da hafifletir. Çiçeğini kaynatarak yapılan ılık Su banyosu, göz nezlesi, diş eti ve bademcik iltihaplarına iyi gelir.
Akasya (Acacia Baileyana – Robiniapseudacacia)
Akasya Mimoza cinsinden bir ağaçtır. İki çeşidi vardır. Çiçekleri salkım şeklinde, yaprakları küçüktür. Ülkemizde de sıkça rastlanan Ağaç, genellikle sıcak ve ılık iklimlerde yetişir. Akasya çiçeklerinden yapılan ilaçlar nefes darlığına karşı kullanılır. 2 çorba kaşığı kurutulmuş akasya çiçeği; l su bardağı kaynar su içinde 10 Dakika bekletilir, günde üç su bardağı içilir.
Anason (Pimpinella Anisum – Anisum Volgare)
Anavatanının Akdeniz sahilleri olmasına karşın her iklimde yetişir. Temmuz ve ağustos aylarında toplanır. Anasondan elde edilen yağ hormonları düzenler, Anne Sütünü çoğaltır. Tohumlarından elde edilen Anason yağı mide rahatsızlıklarına iyi gelir, iştahı açar, harareti söndürür.
Anason çayı hazmı kolaylaştırır, mide ve bağırsak gazlarını yok eder. Kaynar sütün içine atılan bir damla anason vücut ağrılarını dindirir.
Tohumları yakılarak dumanı solunursa baş ağrısını giderir.Tohumlarının yenmesi iştahı arttırır, uykusuzluğu giderir, mide ekşimesini önler. Toz haline getirilen anason tohumları üzüm şırasına karıştırılarak içildiğinde böbrek taşlarını düşürür. Anason tozu ayrıca gülyağı ile karıştırılarak kulak içine sürülürse kulak içi iltihaplarını önler, ağrıları giderir. Anason tohumlarını çiğnemek nefes darlığını ve kalp çarpıntısını giderir. Kaynatılmasıyla elde edilen sudan cilt bakımı için yararlanılır.
Andız Otu (Inula Helenium)
Çayırlarda, orman kenarlarında, çalılıklarda yetiştirildiği gibi bahçelerde de özel olarak yetiştirilir. Kökünden yapılan çay, başta soğuk algınlığı olmak üzere mide rahatsızlıklarına ve sarılık hastalığına çok iyi gelir.
Andız otu kökü mideyi kuvvetlendirir, balgam söktürür. Bu kökten elde edilen yağ idrar söktürücü ve safra ifrazatını arttırıcıdır.
Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse öksürüğü dindirir, balgamı söker. Astım ve akciğer kanamasına çok iyi gelir.
Üzüm şırasının içinde bir ay bekletilen Andız otu, mide rahatsızlıklarına iyi gelir, mideyi kuvvetlendirir. Böbrek, mesane ve safra kesesi taşlarının oluşumunu önler. Akciğer rahatsızlıkları ve vereme iyi gelir. Ayrıca bu şıra felçli bölgelere sürülürse kan devaranının artmasını sağlar.
Andız otu iştah açıcı olma özelliğinin yanında basur ve tansiyon düşürme tedavisinde de etkilidir. Taze andız otu kökü ezmesi çıbanların üzerine sarılırsa çabuk iyileşmelerini sağlar.
Andız otundan yapılan merhemler egzamaya, kaşıntıya iyi gelir. Andız yaprakları veya kökünün hayvan ısırma ve sokmalarında enfeksiyon oluşumunu önleyici etkileri vardır. Çok miktarda andız otu mide bulantısına neden olur.
Ardıç (Juniperus Communis)
Ovalarda, yaylalarda, dağlık bölgelerde yetişir. Ardıç meyveleri iştahı arttırır, hazmı kolaylaştırır, idrar söktürür, idrar organlarını dezenfekte eder. Bağırsak gazlarını önler.
Dallarından yapılan merhem deri üzerine sürülerek ovulursa cilt hastalıklarına iyi gelir, saç dökülmesini önler.
Ardıç dallarının ezilmesi yolu ile elde edilen suyu çıbanları ve şişlikleri tedavi eder. Rendelenmiş meyveleri sirke içine konup bekletildikten sonra bir bezle Alın üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir. Taze meyvelerinin ezilmesi ile elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir.
Ardıç meyveleri ayrıca midede oluşan gazın neden olduğu ağız kokularını giderir.
Ardıç dumanı yılanları kaçırır. Kamp ateşinin içine bir miktar da ardıç atmak faydalıdır.
Armut (Pyrus Communis)
Armut, damarların içinde biriken tortuları eritip, idrarla dışarı atar. Bu özelliğiyle iyi bir yüksek tansiyon ilacıdır. Böbrekleri çalıştırır, romatizma, eklem kireçlenmesi olanlar için yararlıdır. Hamile kadınlarda kusmayı azaltır. Kansızlığı giderir. İçerdiği fosfor ve B vitaminiyle zihni yorgunluğu giderir, sinirleri teskin eder. Tükürük bezlerini çalıştırarak, hazmı kolaylaştırır. Hastalıklara karşı vücudun direncini arttırır, bağırsakları yumuşatır. Armut hazmı kolaylaştırır ama kendisinin hazmı kolay değildir. Midesi sorunlu olanlar Elma gibi ısırarak yemek yerine suyunu tercih etmelidir. Armuttan en iyi şekilde yararlanmak isteyenler yemeklerden önce yemelidir.
Arpa (Hordeum Vulgare)
Dünyanın her tarafında yetiştirilir. Tanelerinde bol miktarda B1 ve E vitamini vardır.
Suda kaynatılarak elde edilen sıvı susuzluğu giderir, ateş düşürür, balgam söktürür, ishali önler. Böbrek ve safra kesesi taşlarının sebebiyet verdiği ağrılara, karaciğer ve dalak hastalıklarına, bronşit ve nezleye, cilt hastalıklarına, kansızlığa, raşitizm hastalığına iyi gelir. Kemik kireçlenmesini önlemesi en önemli özelliğidir.
Ateş yükselmesine karşı bir avuç Arpa, bir litre suda, arpanın zarı patlayıncaya kadar kaynatılır. Sonra süzülür. Bir adet limon ve bir yemek kaşığı bal ilave edilerek yudum yudum içilir.
Çıban ve yaraları tedavi etmek için: Arpa hamuruna bir miktar incir ve bal ilave edilerek çıban ve yaraların üzeri sarılır.
Bağırsak gazlarını yok etmek için: Arpa unu Hamur haline getirilir. Bir miktar keten tohumu ve üzerlik otu ilave edilerek karna sarılır.
Yüzdeki lekeleri yok etmek için: Hamur haline getirilen arpa unu yüze maske halinde sürülür. 2 Saat bekletilir.
Bir litre suda bir avuç arpa bir avuç rezene tohumu kaynatılarak içildiğinde, anne sütünde artış görülür.
Asma (Vitis Vinifera)
Asma özellikle sıcak bölgelerde yetişir. Dünyada insanlar tarafından ilk yetiştirilen bitki olduğu sanılmaktadır. Üç binin üzerinde çeşidi vardır.
Meyvesi olan üzümde bol miktarda A, B1, B2 ve C vitamini bulunur. Vücut yağlanmasına, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına karşı çok etkilidir. Asma çubuklarından çıkan sıvı egzamaya ve bağırsak kanamalarına karşı kullanılır. Bazı yerlerde bu sıvı göz damlası olarak da kullanılır.
Aşk Otu (Levisticum Officinale)
Ege bölgesindeki sık rastlanan aşk otunun ilkbaharda kökü, ekim ayında ise gövdesi ve tohumları kullanılır. Kökünden elde edilen yağ, sinir sistemi ve deri hastalıklarına karşı kullanılır.
Gövdesi böbrek ve mesane rahatsızlıklarına iyi gelir. Vücudun çeşitli yerlerinin su toplamasıyla oluşan hastalıkların tedavisinde de kullanılır.
Aşk otu, gut hastalığı, romatizma, müzmin kalp rahatsızlıklar, öksürük ve boğaz iltihaplarına karşı etkilidir.
Kökünden yapılan çay sarılığa iyi gelir, böbrekleri temizler. Anason ve raziyane ile karıştırılarak hazırlandığı zaman etkisi daha fazla olur. Kökü kaynatılarak elde edilen sıvı yüzdeki lekeleri yok eder.
Kurutulmuş aşk otu kökü toz haline getirilir. 1 çay kaşığı 1 bardak sirkeye konularak içilir. Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Banyo suyuna karıştırılırsa ciddi güzelleştirir. Ciltteki yaraları giderir.
Aşk otu tohumları bir bardak su içinde 6 saat bekletilerek içilir. Karaciğer, dalak, mesane ve böbreklerin çalışmasını düzenler.
Aşk otu tohumları bir bardak sirke içine konup 2 saat bekletilerek içilirse kalça ve bel ağrılarını hafifletir. Böbrek, mesane ve safrakesesi taşlarını düşürür.
Önemli not: Çok miktarda alınan aşk otu böbrekleri yorabilir. Böbrek rahatsızlığı çekenlerin aşk otundan yapılan ilaçları kullanmamaları tavsiye edilir.
Atkestanesi (Aesculus Hippocastanum)
Mayıs ve ağustos aylarında yapraklarından, eylül-ekim aylarında meyvelerinden, mart, eylül ve ekim aylarında ise kabuklarından yararlanılır.
Meyveleri olan kestaneler öğütülerek toz haline getirilir. Bir bardak suya bir kaşık konularak günde üç kere içilirse basur, ishal ve varis hastalıklarına iyi gelir. Nezle ve nefes darlığına karşı tatbik edilir.
Bir kilo at kestanesi küçük parçalara doğranarak pişirilir ve suyu ile temizlenirse basuru önler.
At kestanesi ağacının kabuğu kaynatılarak içilirse hazımsızlığa, kronik bağırsak nezlesine, soğuk algınlığına, yüksek ateşe iyi gelir.
Kavrulup öğütüldükten sonra kahve gibi pişirilerek içilirse nezleyi önler. Romatizmaya iyi gelir.
Taze at kestanesi çiçekleri Alkol içinde ve güneşte birkaç hafta bekletildikten sonra romatizmalı uzuvlara ovularak sürülürse şifa verir.
At kestanesinden iki şekilde yararlanabilirsiniz:
1. Bir yemek kaşığı ince kıyılmış at kestanesi kabuğu 2 bardak kaynar suya bırakılarak bir müddet bekletildikten sonra yudum, yudum içilir.
2. 1 kg. At kestanesi meyvesi ezilerek kaynatıldıktan sonra banyo suyuna ilave edilir.
Ayçiçeği (Helianthus Annuus)
Soğuk preslenmiş ayçiçeği yağı damar kireçlenmesine çok iyi gelir. Tohumlarından elde edilen merhem kurdeşen hastalığının tedavisinde kullanılır, yaraları tedavi eder.
Ayçiçek yağı içilmez ama gargara olarak kullanıldığında uykusuzluk, kronik baş ağrısı ve asabiyete iyi gelir. Ayrıca ağızdaki zararlı bakteri ve molekülleri yok eder. Vücudun zehirlerden temizlenmesine yardımcı olur.
Not: Soğuk presle elde edilen ayçiçeği yağını 10-15 dakika yani ağzınızda beyaz hale gelene kadar gargara yapmak gerekir.
Ayrık Otu (Agropyron Repens)
Yol kenarlarında, çayırlarda, bahçe ve tarlalarda bol miktarda bulunur. En çok kullanılan yeri Toprak altında kalan gövdesidir.
Elli gram ayrık otu kökünün bir litre suda kaynatılması sonucunda elde edilen ilaç sarılık hastalığına iyi gelir. Böbrek taşlarını ve idrar yollarındaki kumu düşürür. Gut hastalığını ve romatizmaya karşı da kullanılır. Ter ve idrar söktürür, nezle ve boğaz hastalıklarına iyi gelir.
Mide rahatsızlıklarına ve ishale karşı çok etkilidir. Dalak rahatsızlıklarına karşı da çok iyi geldiği son zamanlarda yapılan araştırmalar sonucu belirlenmiştir.
Ayva (Cydonia Ablonga)
Ayvada, şeker, tanen ve bol miktarda vitamin vardır. İshal kesicidir. Dizanteri ve karaciğer tembelliğine iyi gelir. Mide ve bağırsağı kuvvetlendirir. Çarpıntı, bronşit, öksürük ve Verem hastalıklarına iyi gelir.
Kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurupla gargara yapılırsa boğaz iltihaplarına iyi gelir.
Önemli Not: Kabızlık çekenler ve yüksek tansiyonu olanlar yememelidir.
Etiketler:
alternatif tıp
,
bitkisel tedavi
,
faydalı baharatlar
,
manisa mesir macunu
,
şifalı bitkiler
5 Şubat 2016 Cuma
Manisa mesir macunu nam-ı değer adı ile masir-i macun doğuşu
Manisa Valisinin emriyle yapılan çalışmada 41 baharattan oluşan bir macun hazırlandı ve sonrasında vali bir örnek ile birlikte tarifini yazılı biçimde saraya yolladı.
Hafza Hatun sağlığına yeniden bu macun ile kavuşunca hastalanan herkese bu ilacın verilmesini istedi.
Manisa valisi ise bu durumdan faydalanarak bunu Manisa ili için ticari bir fırsata dönüştürmeyi başardı.
Her yıl düzenlenecek olan bir sergide halkın hazırladığı mesir macunlarının sergilenmesi ve şehrin tanıtılması amaçlandı.
Sergiye gelen ziyaretçilerin mesir macununu daha geniş bir alana yaymasını bekleyen ve böylece daha işlek bir ticari ağa sahip olmayı bekleyen Manisa Valisi, hedefinde de başarılı olmuş görünüyor.
Mesir macunu adı verilen ve bu 41 baharatın bir araya gelmesiyle oluşan gizemli besin; güç vermesi ve canlılık katması açısından kuvvet macunu olarak da anılıyor.
Kuvvet macunu çeşitleri olmakla birlikte genelde enerji vermesi açısından günümüzde cinsel güç artırıcı olarak da algılanmaktadır.
Fakat kuvvet macunu sadece cinsel açıdan faydalı bir ürün olmakla sınırlı değildir, üretildiği dönemde insanların sağlığına kavuşması ve bir yıl boyunca böcek sokmalarına karşı vücut direncini artırmak amaçlı kullanılmıştır.
Kuvvet macunu içeriği;
anason, meyan balı, çivit, çöp çimi, çörekotu, darı, galanga, hardal, havlıcan, Hindistan cevizi, Hindistan çiçeği, hıyarşembe, kakule, karabiber, karanfil, kimyon, kişniş, zaferan, meyan balı, kebabe, karahalil, limon tuzu, udülkahır, iksir şekeri, topalak kökü, mürrüsafi, portakal çiçeği, portakal kabuğu, ravent, raziyane, safran, sakız, kara halile, sarı halile, sinameki, tarçın, topalak, vanilya, zencefil, zerdeçöp
Hafza Hatun sağlığına yeniden bu macun ile kavuşunca hastalanan herkese bu ilacın verilmesini istedi.
Manisa valisi ise bu durumdan faydalanarak bunu Manisa ili için ticari bir fırsata dönüştürmeyi başardı.
Her yıl düzenlenecek olan bir sergide halkın hazırladığı mesir macunlarının sergilenmesi ve şehrin tanıtılması amaçlandı.
Sergiye gelen ziyaretçilerin mesir macununu daha geniş bir alana yaymasını bekleyen ve böylece daha işlek bir ticari ağa sahip olmayı bekleyen Manisa Valisi, hedefinde de başarılı olmuş görünüyor.
Mesir macunu adı verilen ve bu 41 baharatın bir araya gelmesiyle oluşan gizemli besin; güç vermesi ve canlılık katması açısından kuvvet macunu olarak da anılıyor.
Kuvvet macunu çeşitleri olmakla birlikte genelde enerji vermesi açısından günümüzde cinsel güç artırıcı olarak da algılanmaktadır.
Fakat kuvvet macunu sadece cinsel açıdan faydalı bir ürün olmakla sınırlı değildir, üretildiği dönemde insanların sağlığına kavuşması ve bir yıl boyunca böcek sokmalarına karşı vücut direncini artırmak amaçlı kullanılmıştır.
Kuvvet macunu içeriği;
anason, meyan balı, çivit, çöp çimi, çörekotu, darı, galanga, hardal, havlıcan, Hindistan cevizi, Hindistan çiçeği, hıyarşembe, kakule, karabiber, karanfil, kimyon, kişniş, zaferan, meyan balı, kebabe, karahalil, limon tuzu, udülkahır, iksir şekeri, topalak kökü, mürrüsafi, portakal çiçeği, portakal kabuğu, ravent, raziyane, safran, sakız, kara halile, sarı halile, sinameki, tarçın, topalak, vanilya, zencefil, zerdeçöp
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)